3 Ağustos 2012 Cuma

ŞİŞMAN SÜLEYMAN - DULKADİROĞULLARI 6. BEYİ

ŞİŞMAN SÜLEYMAN - DULKADİROĞULLARI  6. BEYİ
şişman Süleyman dönemi: (1442-1454): Dulkadiroğulları Hanedanının 6. Hükümdarı ve Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet’in kayın pederidir. İyi bir hükümdar hatırası bırakarak ölen babası Naşir al-Din Mehmet Bey'in yerine 1442 de Hükümdar oldu. Halk arasında Şişman Süleyman Bey diye anılan Süleyman Bey, rahatına, zevki sefasına, güzel yemeklere düşkün, güzel at meraklısı bir adamdı.

Savaşlardan  kaçınır,  çevre  devletlerle  ve halk ile iyi geçinme çareleri arardı.

fatih’in kayınbabası: 12 yıl süren hükümdarlığı zamanında o devirde güzellikleriyle şöhret yapan kızları beş prensesten en güzeli olan Sitti Hatunu, Osmanlı hükümdarı II. Murat’ın  oğlu, Veliaht Mehmet (Fatih) ile evlendirmiştir.

Süleyman Bey diğer kızını da Memluk Sultanı Meliki Zahir Çakmak'a vermek suretiyle Osmanlılardan sonra Mısır'la da aradaki bağı kuvvetlendi

Babası Mehmet Bey, 1442’den sonra yerine oğlu Süleymân Bey geçmişti.

akrabalıkla korudu: Süleyman Bey Osmanlılar ve Memlûklulara kız vererek akrabalık kurdu. Bu devletlerle olan dostluğunu sürdürerek Dulkadirli Beyliği'nin varlığını korudu.  Osmanlı ve Memlûklu Devletleri'ne zaman zaman  müdahale ederek kendi adamlarını  önemli yerlere tayin ettirmişlerdir

Süleyman Bey’in kız kardeşi  Emine Hatun, Çelebi Sultan Mehmet'le evlenmiştir. Bu evlilikten Fâtih'in babası II. Sultan Murat doğmuştur. Diğer kızı, Mısır-Suriye Türk-Memlûk İmparatoru Sultan Çakmak'la, öbürü de Memlûk emirlerinden Câne Bey Sûfî ile 1437'de evlenmiştir


Süleyman Bey'in diğer çocukları:

a.  1516'da Osmanlılar'ın Köstendil Sancakbeyi iken ölen Abdürrezzak Bey,
b.   İsa Bey, Hudâdâd Bey,
c.   Yahya Bey,
d.   Erduvâne Bey,
e.   Selmân Bey,
f.    Yûnus Bey,
g.   Moğol Bey'dir.

Kızlarından, Sitti Hatun, 1449'da Edirne'de,  Fâtih Sultan Mehmet’le evlenmiştir. 1467'de Edirne'de ölmüş ve birçok hayır eseri yaptırmıştır.

Maraş Ulu Camiini Süleyman Bey inşa etmiş,  Alaüddevle’de bazı ilaveler yaptırmıştır. 
ölümü: 1454  Yılında  ölünce yerine sırasıyla 4 oğlu geçmiştir.
Bunlar,
Dulkadıroğulları Beyliğinin;
             7.  Bey’i,  Melik Arslan,
             8.  Bey’i ,  Şah-Budak,.
             9.  Bey’i ,  Şahsuvar,
            10.  Bey’i,  Şah Budak Bey (İkinci kez)
            11.  Bey’i   Alâüddevle’dir. 


---------------------------------------------------


30 Temmuz 2012 Pazartesi

Şahsuvaroğlu Ali 12. Bey

   
Dulkadiroğulları  12. Bey'i
       (1515-1522)

Osmanlı Devletine büyük yararlılıkları olan Şahsuvaroğlu Ali Bey Dulkadiroğulları  Beylerinin sonuncusudur.
Dulkadir Bey’i Alaüddevle Bozkurt,  II  Bayezid zamanındaki Osmanlı-Memlûk savaşlarında, kendisini beyliğin başına getiren Osmanlılar´dan yüz çevirerek Memlûklülarer´e yanaşmıştı  Çaldıran savaşı sırasında da hoşa gitmeyen tutumları olmuş ve Yavuz Alaüddevle´yi cezalandırmaya karar vermişti.

ALİ BEY SADIKTI
Yavuz,  Çaldıran savaşından dönerken, Şehsuvar oğlu Ali Bey´e Bozok ve Kayseri sancaklarını verdi, üstelik Alaüddevle´den alınacak yerlerin de kendisine verileceğini vâdetti.  Alaüddevle,  Turna Dağı Savaşında yenilince bütün Dulkadirbeyliği toprakları ele geçirildi.

YÖNETİM ALİ BEY’İN
1515 Yılında Maraş ve çevresi Osmanlılar tarafından fethedildi.  Yavuz Sultan Selim, Dulkadir topraklarının idaresini Şahsuvaroğlu Ali Bey'e verdi. Şahsuvaroğlu Ali Bey, Maraş ve Elbistan civarından asker toplayarak Yavuz'un Memluklular ile  yaptığı seferlere katıldı.

MERCİDABIK
 1516 yılında Nizip civanda Mercidabık Savaşında, Osmanlı ordusu Memluklu ordusunu ağır bir yenilgiye uğrattı. Memluk Sultanı Kansu Gayri yenilginin üzüntüsünden öldü.  Ali Bey bu savaşın kazanılmasında büyük yararlılık gösterdi.  Antep ve çevresinin Osmanlı topraklarına  katılmasında etkili oldu. Ali Bey, Osmanlı ordusunun Suriye ve Mısır'a seferi sırasında Osmanlılara kılavuzluk yaptı.

RİDANİYE
 1517 yıllarında Kahire önlerinde Ridaniye Savaşı'nın kazanılmasında büyük rol oynayan Ali Bey, Yavuz'un güvenini kazandı. Yavuz Sultan Selim, Memluklu Sultanı Tomanbay yakalanınca onu Ali Bey'e teslim etti. Ali Bey'in babası Şehsuvar, Kahire'nin Babü'z-Züveyle'de idam edilmişti. Babasının intikamını almak isteyen Ali Bey, Tomanbay'ı aynı yerde idam ettirdi.  Mısır seferi dönüşünde Yavuz İstanbul'a giderken Ali Bey de Maraş'a döndü.

MARAŞ/ELBİSTAN
Beyliğin merkezini Maraş'tan tekrar Elbistan'a taşıyan Ali Bey, kendisini bağımsız bir devletin hükümdarı gibi görerek Osmanlı Devleti ile dostça geçindi.

OSMANLIYA YARDIM:  Osmanlıların her yerde yardımına koştu. 1519 yılında eski Dulkadir Toprakları olan Bozok (Yozgat)'da Osmanlılara karşı yapılan  Celâl'in isyanını bastırarak, Celâl ve adamlarını ortadan kaldırdı.

FERHAT PAŞA, ALİ BEY’İ KISKANDI
1521 tarihinde Suriye'de Osmanlı Devleti'ne karşı Memluklu Devleti'ni yeniden kurmak için Canberdi Gazali büyük bir isyan başlatmıştı. Bu isyanı bastırmakla görevlendirilen Osmanlı komutanı Ferhat Paşa'yı beklemeden Canberdi Gazali'nin üzerine yürüyen Ali Bey, onu mağlup ederek katletti. Bu durum Ferhat Paşa'nın Ali Bey'i kıskanmasına ve rahatsız olmasına neden oldu. Neden oldu, çünkü  Ali Bey Osmanlı İdaresince daha fazla sevilecekti.  Ali Bey Osmanlılara bağlılık göstermesine rağmen kendini bir hanedan gibi görüyordu. Osmanlı Devleti ise onu bir sancak beyi olarak kabul ediyordu.

HİLE:  Ali Bey'in başarılı hareketleri Osmanlı veziri Ferhat Paşa’nın kıskançlığına sebep oldmuştu. Tokat’ın Artova İlçesine karargah kuran Hırvat asıllı Damat Ferhat Paşa, devlet  işlerini görüşmek üzere  Dulkadiroğlu Ali Bey’i davet etti.

ŞEREF:  Padişahın Paşasının daveti bir bağlı için şereftir. Ali Bey daveti böyle değerlendirdi.  Oğullarını, torunlarını, akraba ve adamlarını yanına alarak Ferhat Paşa’nın karargâhına gitti.

ÖLÜMÜ
Kalleşçe tuzağa düşürülüp 600 adamları ile birlikte öldürülüp kökü  kazındı.    Osmanlının ayağa kalkmasına canla başla yardımcı olan bu zatın hareketleri  ne kadar asilse ocağının söndürülmesi de o kadar üzücüdür.

KANUNİ UNUTMADI

Hırvat asıllı Damat Ferhat Paşa'nın caniliği    Dulkadiroğullarının ocağı sündü. Artık Şahsuvaroğlu sülalesi yok. Yok ama padişah bunu unutmadı. 200 Sene varlığını koruyan Maraş Dulkadiroğulları Beylerbeyliği 1522 yılından sonra olmayacak. 

Kanuni’nin tahta geçmesinin ilk aylarında vuku bulan isyan sonunda Canberdi Gazali'nin ibret olsun diye başını İstanbul’a göndermesi takdire şayandı. Aslında bu Kanuni’nin ilk savaşı ve ilk zaferiydi.

KANUNİ’Yİ ÜZEN OLAY

Son bey, Ali Bey (Paşa) ‘in Osmanlı Sadrazamı Ferhat Paşa tarafından kalleşçe tuzağa düşürülüp adamlarının öldürülüp kökünün kazınmasından sonra Dulkadiroğullarının ocağı sündü. Artık Şahsuvaroğlu sülalesi yok.

Sadrazam olmuş, Saraya damat olmuş, Kanuni’nin kız kardeşi Beyhan Sultan’la evlenmiş ama dönme şahıs adam olamamış ve insanlık duyguları gelişmemiş. Kanuni yanlışı gördüğünde ne Paşa dinler, ne de damat. Bu yüzdendir ki, onun içinde bulunduğu devir ‘muhteşem yüzyıl’ diye anılmış.

ALİ BEY’İN OSMANLIYA HİZMETLERİ

Osmanlı Devletine büyük yararlılıkları vardır. Bu hizmetlerden 6’ı şunlardır:
a. Mercidabık Savaşında gösterdiği üstün başarı,
b. Osmanlı ordusunun Suriye ve Mısır'a seferi sırasında Osmanlılara kılavuzluk yapması,
c. 1517 yıllarında Kahire önlerinde yapılan  RİDANİYE  Savaşı'nın kazanılmasında büyük rol oynaması,
d. İran Seferide gösterdiği üstün  başarı,
e. Yavuz Devrinin sonlarında çıkan Bozok’lu Celal İsyanının bastırılmasında verdiği mücadele unutulmaz.
f. Canberdi Gazali İsyanı:   Ferhat Paşa'dan çok  üstün  savaş yöntemi sayesinde isyanı bastırdı.  Kanuni’nin hayretini kazandı. Ama Hırvat Damat Ferhat Paşa’yı  da öfkelendirdi.


SİYASİ DURUM

Dulkadiroğullarının siyasî durumları gözden geçirildiğinde, Osmanlı ve Memlûk devletleri arasında bir tampon devlet durumunda oldukları göze çarpar. Bu itibarla kâh beriki,  kâh da öteki tarafa tâbi olmuşlardır. 1399 yılına kadar, 62 yıl Memlûklara tâbi iken, bu tarihten itibaren Osmanlılara tâbi olmuşlardır. Arada bir Mısır nüfuzuna geçmekle birlikte, Osmanlı tâbiiyetinden çıkmamışlardır. Hatta Osmanoğulları ile içli-dışlı akraba olmuşlar ve padişahların ana tarafından hanedanlarını teşkil etmişlerdir. Son yedi yıl ise, Osmanlı valisi durumunda geçmiştir. Dulkadiroğullarının,  şimdiki Maraş, Kayseri, Elazığ, Antep, Malatya ve Adıyaman vilayetlerine yayıldıkları görülmektedir.

ESERLERİ
Şahsuvaroğlu Ali Beyin Hacı Bektaş'da yaptırdığı  Balım Sultan Türbesi, Ali Beyin oğlu Şahruh’un Sivas-Kayseri yolu üzerindeki türbesi bilinen eserlerindendir.

*

Dulkadıroğulları başlıca merkezleri Maraş ve Elbistân olmak üzere birçok şehirlerde imâr faaliyetlerinde bulunmuşlardı.
Dulkadir Beyleri arasında en çok imar faaliyetlerinde bulunan bey Alaüddevle Bozkurt Bey'dir.  1480-1515 yılları arasında hüküm sürmüş olan Alaüddevle'nin  yaptırmış olduğu en önemli eserler;
1. Elbistan'da bulunan Alaüddevle Bey Camii (Cami-i atik)'dir.  Vakfiyesinden 1501 yılında yaptırılmış olduğu anlaşılmaktadır 
2.  Elbistan’ın Ceyhan mahallesinde bulunan Ümmet Baba Camii (1500),
3.  Antep'te Alaüddevle  Camii,
4. Haruniye'de Haruniye Camii,
5. Kırşehir’de birkaç cami,
6. Maraş’ta Ulu Cami ve Bağdadiye Medresesi, (Maraş Ulu Camii ilkin Şişman Süleyman tarafından yaptırılmış, Alaüddevle zamanın da tamir edilmiştir.)
7. Pazarören'de Zamanatı Kalesi Medresesi...  gibi eserler yaptırmıştır. 
8. Adıyaman Ulu Camii'nin de Alâüddevle Bozkurt Bey zamanında yapıldığı anlaşılmaktadır.

Dulkadirogulları zamanında;

a. Maraş Hatuniye Câmii,
b.  Darende Ulu Camii,
c.  Maraş İklime Hâtûn Mescidi,
d. Kayseri Hâtûniye Medresesi,
e.   Maraş Taş Medrese Künbeti ve Hacı Bektaş Balım Sultan Kümbeti gibi eserler yaptırılmıştır.

NOT:

Dulkadiroğulları, kuruluş döneminde Memlûklular'a, daha sonra da Osmanlı Devleti'ne tâbi olduklarından para bastırmamışlardır.  Sadece Şehsuvar Bey istiklâlini ilân ettiği devirde Melikü'l-Muzaffer (yenilmez kral) unvanını almış ve adına para kestirmiştir  Bunun dışında Dulkadir Ülkesinde önceleri Memlûklu, sonraları da Osmanlı parası kullanılmıştır. 

Kaynaklar

1. Mehmet Akif Terzi- Başbakanlık Uzmanı.
2. Doc. Dr. İlyas Gökhan- Başlangıçtan Kurtuluş Harbine Kadar   Maraş Tarihi.
3. Bekir Sıtkı Beyazıt- Kahramanmaraş'ta Bayazıtoğulları.
4. Prof. Dr. Ahmet Eyicil - Yakın Çağda Kahramanmaraş.
5. Kanuni /  Muhteşem Yüzyılın Mimarı  Sultan Süleyman- Nazım Bektaş. 
6. http://www.kahramanmaras.bel.tr-
7. http://www.turkcebilgi.com/ansiklopedi/dul/kent-rehberi/kentkadiro%C4%9Fullar%C4%B1
8. http://www.dulkadir.tr.gg/Tarihte-Dulkadirogullari.htm
9. http://www.enfal.de/starih33.htm

ALAÜDDEVLE BOZKURT 11. BEY

    Dulkadiroğulları 11. Bey’ i
          (1480-1515) 
   
ALAÜDDEVLE: Osmanlı Padişahı II. Bayezid`in kayınpederi olan A. Bozkurt Bey önceleri damadı ile beraber hareket etti.

HATA: Ancak sonraları Memluklar`a yanaştı. Osmanlı Devleti`nin yerine atadığı kardeşi Şah Budak Bey`i Memluklar`ın yardımı ile yendi.   Bu savaştan sonra kardeşi Şah Budak Kahire`ye gönderilerek idam edildi.

FATİH EL KOYDU: Memluk Sultanı Kayıtbay'ın desteği ile Şahbudak Bey ikinci kez Dulkadir Beyi olarak tayin edildi. Ancak Osmanlı Sultanı Fatih, yanında bulundurduğu Şahbudak'ın kardeşi Alâüddevle Bozkurt’a destek vererek Onun Dulkadir Beyliği'ni 1480'de ele geçirmesini sağladı.

YAVUZ’UN DEDESİ: Alaüddevle Bozkurt Bey, ilk yıllarında, Osmanlı'ların yanında yer aldı. Üzerine gönderilen Memluk Ordularını mağlup etti. Dulkadir Beyliği yüzünden Osmanlı-Memlük ilişkileri bozuldu. Çukurova'da hakimiyet mücadelesi yüzünden başlayan Osmanlı-Memlük savaşları 1485-1491 yılları arasında devam etti. Alaüddevle Bey,  kızı Ayşe'yi II. Beyazıt’a verdi. Bu evlilikten Yavuz doğdu. Böylece Alaüddevle, Yavuz'un dedesi oldu.

SAVAŞI KAZANDI:
  Alâüddevle Bozkurt, 1483 Temmuz'unda Memlûkluların elinde bulunan Malatya’yı kuşattı. Onun bu hareketi üzerine Sultan Kayıtbay Suriye valilerine sefere çıkmalarını emretti. Şubat 1484 Yılında Memlûklularla Dulkadir kuvvetlerinin Elbistan'da yaptıkları savaşı Alâüddevle Bozkurt kazandı.

TEHLİKE BÜYÜKTÜ:  Savaşın arkasından Sultan Kayıtbay,  Mısır ordusunu seferber etti. Alâüddevle Bozkurt Bey, tehlikenin büyüklüğü karşısında Sultan Bayezid’den  yardım talep etti. O da Yakup Paşa emrinde bir kuvvet gönderdi. 1484  Eylül’ünde  Elbistan ovasında yapılan savaş,  Dulkadirli-Osmanlı birliklerinin zaferi ile neticelendi.

YENİ DÜŞMAN:  XVI. yüzyıl başlarında Dulkadirli Beyliği’nin karşısına yeni bir düşman daha çıktı.  Safevî Devleti hükümdarı olan Şah İsmail, Alaüddevle'nin kızı
 istedi. Bozkurt Bey bu isteği reddedince Safevî Devleti ile arası açıldı. Öte yandan,   Akkoyunlular'ın zaafından faydalanarak Diyarbakır’ı ele geçiren Dulkadirliler’e kin güden  Şah İsmail bu bölge üzerine yürüdü.

BENLİ SULTAN :  Daha önce Alaüddevle kızını isteyen Şah İsmail'e  BENLÜ HATUN’u   vermeyerek Şah İsmail'in  gazabına maruz kalmıştı.   Osmanlı  topraklarından geçerek Elbistan'a kadar gelen Şah İsmail'e karşı ülkesini koruyamayacağını anlayan Alaüddevle, sarp Turna dağlarına kaçarak Memlûklular ile Osmanlılar'dan yardim istedi. Memlûklular bu yardım isteğini cevapsız bıraktı. Osmanlılar’ın gönderereceği yardim ise kışın  bastırması üzerine gerçekleşemedi. 1507 Yılında Şah İsmail, Dulkadiroğlu illerini  yakıp yıkarak ülkeyi harabeye çevirdi. Harput kalesini ve Diyarbakır’ı zabdetti.

İHANET:  Osmanlılar'ın desteği ile Dulkadirli Beyliği’nin başına geçmiş olan Alaüddevle Bozkurt Bey, Osmanlı kuvvetlerinin Memlûklulara yenilmesinden sonra  Osmanlılar’dan yüz çevirerek Memlûkler’e yanaştı. 

YAS: 1510’da Alaüddevle Bey, yanında oğulları Şahruh ve Ahmet olduğu halde 14 000 kişilik ordusu ile Diyarbakır’a yeniden saldırdı ise de Şah İsmail ve emiri Ustaclu Muhammed’e yine yenildi. Esir düşen bazı  oğulları katledildi. Şahruh’un oğulları Mehmet ve Ali, Şah İsmail’e gönderildi. Daha sonra bu iki genç Şah İsmail tarafından affedilerek   emirlikler verildi.
Oğullarının kaybına çok üzülen Alaüddevle Bey, siyahlar giyinerek uzun zaman matem tutu.
Bundan sonra, bir ara, kısa sürse olsa Safavîler’le Dulkadirliler arasında barış hüküm sürdü. Artık,  Memluk Sultanı Kansu Gavri ile bir problem yok gibiydi.

CEZALANDIRACAK: Fakat   Alaüddevle, torunu Yavuz Sultan Selim’in Osmanlı tahtına çıkışını tebrik etmediği gibi, Yavuz’un bazı saldırılarında Şah İsmail’e destek bile vermişti.
Yavuz, Çaldıran seferine giderken, Alaüddevle Bey’e “Emmim Alaüddevle Bey Hazretlerine” diye başlayan bir mektup yazarak yardıma çağırmıştı, Alaüddevle, kardeşi Şehsuvar Bey’in oğlu Ali Bey’i Yavuz’un himaye etmesine içerlediğinden yardım etmediği gibi, Yavuz’un levazımatçılarına yem ve iaşe satışını ülkesinde yasakladı. Bununla da yetinmeyip, Osmanlı’nın artçı birliklerine baskınlar yaptı, yem ve iaşeleriyle birlikte atlarının bir kısmını çaldırdı, yağmalattı. Alaüddevle Bey, bir daha Osmanlılar’ın atlarının yem ve iaşelerini vurdurunca (ki, sayısız hayvan açlıktan ölmüştür) Yavuz Dulkadirli ülkesinin fethi sırasının geldiğine karar verdi.
Yavuz,  5 Haziran 1515’te Sivas’tan Rumeli Beylerbeyi Sinan Paşa komutasında Elbistan’a 30.000 kişilik bir ordu gönderdi. Şehsuvaroğlu Ali Bey’in kılavuzluğu ile, ordu Elbistan’a ilerlerken,  kendisi de asıl ordusu ile İncesu’ya gelip harekatı izlemeye başladı.

SAVAŞ BAŞLADI: Osmanlı Ordusu ile Alaüddevle  Ordusu arasında Göksun'de   şiddetli çarpışmalarla  savaş başladı.
Alaüddevle  bozguna uğradı.  Elbistan’ın güneyindeki Turna Dağına çekildi. Sinan Pasa onu takip ederek bir kez daha bozguna uğrattı.
Alaüddevle, haremini ve hazinesini Turna Dağı’nın derinliklerine  yollayarak, 13 Haziran 1515’te  30.000 kişilik ordusu ile  Göksun ile Andırın arasındaki Ördekli mevkiinde  Sinan Paşa kuvvetlerini karşıladı.  İki ordu karşılaşınca Ali Bey atını ileri sürerek, babası Şehsuvar Bey’in izzet ve ikramına nail olmuş ve O’na sadık kalmış olan Türkmenleri kendi safına geçmeye davet etti. Böylece, bir kısım Türkmenlerin saf değiştirmesini sağladı.
Kanlı bir çarpışmadan sonra,

ÇOBAN ÖLDÜRDÜ

Bir seyis, 90’lık Alaüddevle’yi altedip başını kesti ve Sinan Paşa’ya gönderdi. Seyis, Alaüddevle’yi hoşuna gittiği elbisesi için öldürmüş, fakat sonra bey olduğunu anlamıştı. Savaşta, birçok Dulkadirli ileri gelenleri öldü  ya da esir oldu.

1515 Yılında Alaüddevle’nin başı Göksun’da Yavuz’a sunuldu.

MESAJ:  Yavuz, Şehsuvaroğlu Ali Bey’i Dulkadirliler’in başına geçirip, Alaüddevle ile bir oğlunun ve vezirinin kesik başlarını (bozulmasın diye) bal dolu tenekelere koyup, Kahire’ye gönderdi. Bununla, Kansu Gavri’ye, “sıra sana geldi” mesajını gönderiyordu.

1. Defa elçi gönderen Kansu Gavri,   Dulkadirli topraklarının bir kısmını   Alaüddevle’nin   oğullarına bırakılmasını,  istedi.
Yavuz:  “Kılıçla aldığım yerleri ancak kılıçla teslim ederim.” cevabını verdi.

2. Defa, Mısır sultanı, Yavuz´a elçi  göndererek, eskiden olduğu gibi bundan sonra da, Dulkadirli camilerinde kendi adına hutbe okunmasını istedi  Yavuz gelen elçiyi:  “Koca Çerkez erse yurdunda devam ettirsin ” diye geri yolladı. 

Alaüddevle’nin başsız cesedinin Ulu Camii güneyindeki bahçede  gömülü olduğu ihtimal dahilindedir.

Bu tarihten itibaren, Dulkadirli ülkesinde Yavuz adına hutbe okundu ve yavaş yavaş Osmanlı hakimiyeti tesis edildi.

Osmanlilar'in yüksek hakimiyetinde kalmak  üzere, böylece Sehsuvar-oğlu Ali Bey , Dulkadirli Ülkesinin 12. ve son yöneticisi oldu. 


ESERLERİ:

Dulkadiroğullarından Alâüddevle Bozkurt Bey,
Maraş’ta Bektûtiye Camii ve medresesiyle,
Kadirli, Bahçe, Antakya, Antep, Bozok, Andırın, Kırşehir ve Elbistan’da cami, medrese, imâret, türbe ve zâviye gibi eserler yaptırmıştır.

*

NOT: Alaüddevle’nin ölümü hakkında araştırmacı Besim Atalay şu görüşü bildiriyor:

"Turna Dağında yenilen Alaüddevle askerleriyle beraber Andırın istikametine kaçar, asker açlık ve sefaletten kırılır. Tek başına kalan ihtiyar emir rastladığı bir çobana:
"Al şu silahı vur öldür beni" der.
Çoban, "Seni öldürürsem beni de öldürürler" diye cevap verir. Bunun üzerine yanında taşıdığı bir heybe altını çobana veren Alaüddevle:
"Bunlar senin olsun, beni şu canımdan kurtar" der.

Bunun üzerine çoban kendisini öldürür.''

*

SONUÇ:  Alaüddevle kızı Ayşe Sultanı Osmanlı Padişahı II. Beyazit'e verdi.
                1. Alaüddevle, Osmanlı Padişahı II. Beyazit'in kayın babası,
                2. Alaüddevle, Osmanlı Padişahı Yavuz'un dedesidir.

KAYNAK: 
Dulkadiroğulları  12. Bey'i
       (1515-1522)
konusundaki kaynaklardan yararlanılmıştır.

ŞAH BUDAK 10. BEY


Dulkadiroğulları 10. Bey'i

İkinci kez: 1472-1480

2. Saltanat Yılları
Memluk Sultanı’nın emriyle Emir Yeşbek tarafından, Şehsuvar Bey Kahire’ye götürülürken Dulkadirliler’in başına oturtulan Şahbudak Bey’in ikinci saltanat yılları başlamış oldu. Ama rahat değildi; kardeşi Melik Arslan Bey’in oğlu Arslan Bey, Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’a sığınmış ve çeşitli hizmetlerle sonunda  O’nun gözüne girerek Beylik’te iddiasını ortaya koyup, desteğini almıştı.

otlukbeli
 Uzun Hasan bunu halletmek üzere harekete geçip bazı savaşlar yaptı ise de, Otlukbeli Savaşı’nda Fatih, Uzun Hasan’ı yenince, Şahbudak Bey için bu taraftan herhangi bir tehlike kalmamıştı.
Bu sırada, Şahbudak’ın da katkıları ile, Şehsuvar Bey’in idam edilmiş olmasına içerleyen Alaüddevle Bey, Aşık Bey, Mestan Bey gibi bir kısım Dulkadirli ileri gelenleri ülkelerini kahırla terk ederek Amasya’ya gitmişler ve Şehzade Bayezid’e sığınmışlardı. Alaüddevle Bey, Şahbudak’tan sonra Dulkadirliler’e Bey olacaktır.  Kızını (Ayşe Hatun) II. Bayezid’e vermiş, geleceğin Osmanlı padişahının desteğini kazanmıştı. Alaüddevle Bey,  Yavuz Sultan Selim’in dedesidir.

türkmen
beylerinin ihaneti
Osmanlılar Sah Budak’ın beyliğini kabul etmediler ve karsısına Alaüddevle Bozkurt Bey'i çıkardılar. Osmanlının emrine verdiği kuvvetle kardeşi Sah Budak’ın üzerine yürüyen Alaüddevle Bozkurt Bey, maiyetindeki Türkmen beylerinin ihaneti dolayısıyla mağlûp olarak geri çekildi. Bu mağlubiyetten sonra Alaüddevle Bozkurt Bey'in yanında bulunan Osmanlı kuvvetleri Kozan'a sığındılar. Şehrin Memlûk valisi, onları öldürerek kesik başlarını Kayitbay'a gönderdi. Memlûk Sultani bu kesik baslar ile Kahire Cirit meydanında top oynattı. İnsanlık dışı bu hareket Fatih Sultan Mehmet’in çok kızmasına sebep oldu. Alaüddevle Bozkurt Bey'i kuvvetli bir ordu ile Dulkadir ülkesine gönderdi. 1480’ de Alaüddevle Şah Budak’ı yenilgiye uğratarak tahtı ele geçirdi. Şahbudak tekrar Mısır’a iltica etti.

*

KAYNAK: 

Dulkadiroğulları  12. Bey'i
       (1515-1522)
konusundaki kaynaklardan yararlanılmıştır.

ŞAHSUVAR - DULKADİROĞULLARI 9. BEYİ


                  1467-1472

OSMANLI'NIN DESTEĞİ
Şehsuvar Bey, Trakya’da Çirmen Sancak Beyi olarak Osmanlılara hizmetini sürdürüyordu. Fatih’in çok sevdiği ve takdir ettiği insanlardan biriydi.
Melik Arslan'ın öldürülmesinden sonra kardeşi Şahbudak Bey Dulkadir Bey'i olmuştu. Ancak kardeşinin öldürülmesinde rolü olduğu gerekçesiyle kendisine halk tarafından itibar edilmedi. Bu arada Fatih'in desteğini sağlayan Şehsuvar Bey, Dulkadir Beyliğini 1466'da ele geçirdi. Bundan sonra Osmanlilar'la Memlûklular arasindaki dostluk daha da bozuldu.
Bu dönemde Dulkadirli beyligi üzerindeki Osmanli-Memlûk nüfuz mücadelesi daha da artti. Nitekim Memlûk sultani Hoskadem, Dulkadirli tahti için yeni bir aday buldu. Sehsuvar Bey'in karşısına bir rakip çıkarmak için amcası Rustem Bey'i tahtı ele geçirmeye tesvik etti ise de bir netice elde edemedi. Memlûklu Sultanı daha sonra Şah Budak'a kuvvetler vererek onu Maraş ve Elbistan üzerine gönderdi. Kardesler arasindaki bu mücadeleyi de Sehsuvar Bey kazandi. Memlûk Sultani Dulkadirliler üzerine Şam Valisi Berdi Bey kumandasında bir ordu daha gönderdi. Osmanlı padisahının teşvik ve yardımlarını gören Şehsuvar Bey, 1467 yılında Memlûk ordusunu bir kez daha bozguna ugrattı. Bir yıl sonra Sultan Kayıtbay'ın Emir Kulaksız idaresinde göndermiş oldugu kalabalık bir orduyu da yenilgiye uğratan Şehsuvar Bey bu mücadele sonucunda Darende'yi Memlûklular'ın elinden aldi.

CESARETLENDİ
ÇÜNKÜ HEP YENİYORDU
Bu başarıdan sonra cesareti artan Şehsuvar Bey, Memlûk ordusuna yardım etmis olan Ramazanogullarıi'nı cezalandirmak için onlara karşı saldırıya geçti. Bu harekât sonucunda Ramazanogulları elindeki Payas ve Sis (Kozan) şehirleri Dulkadirliler'in eline geçti.

KAYIN BİRADERİ
Fatih ise, zaten Anadolu’da nüfuzunu artırmak istiyor ve birlik peşinde mücadele ediyordu. Derhal, Şehsuvar Bey’i bir kuvvetle, Şahbudak’a karşı gönderdi. Her ikisi de kayınbiraderi idi ama, Şuhbudak’ın Memluklar’dan yana tavır koyması ve Şehsuvar Bey’e güvenmesi, Dulkadiroğulları’nın da bunu istemesi, tercihine yön veriyordu. Bir fermanla, aynı zamanda Bozok (Yozgat) ve Artuk-Abad (Artova)’a vali tayin etti. Ayrıca fermanında, Şehsuvar Bey’in Dulkadirli ülkesine hükmedeceğini de belirtiyordu.

FATİH’İN YARDIMI
Fatih'in yardımı ile Dulkadirlilerin başına geçen Şahsuvar Bey, üzerine gönderilen üç Memluklu ordusunu mağlup etti.

YİNE YENDİ
Memlûk sultani Kayıtbay bu defa Atabegi Emir Özbek kumandasında bir ordu daha gönderdi. Bu Memlûk ordusunu da yenilgiye ugratan Sehsuvar Bey Melikü'l-Muzaffer (yenilmez hükümdar) unvanını aldı.

ZAFERE GÜVENDİ
Fakat Şehsuvar Bey, kazandığı zaferlere güvenerek Osmanlılara cephe aldı. Bunun üzerine Fatih sağladığı desteği çekti. Bu yüzden Şehsuvar Bey, Memluklulara karşı direnemedi.
Şehsuvar Bey'in Memlûk ordularini devamli surette bozguna ugratmasi Sultan Kayitbay'in, Fatih Sultan Mehmed'e mektup yazarak Dulkadirlilar'in bu saldirilarini durdurmalari için ricada bulunmasina sebep oldu
Bunun üzerine Sultan Fatih, Sehsuvar Bey'e, Memlûklular'a karsi yaptigi akinlarini kesmesini istediyse de o, padisahi dinlemeyerek faaliyetlerine devam etti. Sultan Kayıtbay bu sefer Emir Yasbek komutasinda yeni bir ordu gönderdi. Ceyhan nehri kenarinda meydana gelen savasta Dulkadirliler yenilgiye ugradı. Şehsuvar Bey Zamantı kalesine çekildi ve uzun bir kuşatma başladı.

İDAM EDİLDİ
Sonunda, Zamantı Kalesindeyken Memluk kuvvetleri tarafından üç kardesi ile birlikte öldürüldü esir alınarak Kahire’ye götürüldü ve 1472 yılında Sultanın ( Kayıtbay) emriyle Züveyle Kapısında idam edildi.

--------------------------------------

KAYNAK: 

Dulkadiroğulları  12. Bey'i
       (1515-1522)
konusundaki kaynaklardan yararlanılmıştır.

ŞAH BUDAK 8. BEY

Dulkadiroğulları 8. Bey'i
   1465-1467


1.  beylik yılları

1466-1468
Melik Aslan’ın öldürülmesinden sonra, Memluk Sultanından “Beylik Menşur’( Menşûr: Osmanlı Devleti'nde padişah tarafından vezir, beylerbeyi gibi yüksek rütbeli memurların atanmasına ilişkin verilen özel  görevlendirme belgesi) unu  alan kardeşi Şahbudak Bey, Elbistan’a gelerek Beyliğin başına geçti.

TÜRKMENLER BİAT ETMİYOR: Artık Dulkadir Beyliğinin başında Memlûklularca desteklenen Şah Budak vardı.   Ancak,   Maraş ve Elbistan   bölgesindeki Türkmen beyleri Sah Budak’ın    emirliğini kabul etmeyerek, Osmanlıların yanında bulunan diğer kardeş Sehsuvar Bey'in başa geçmesini istediler  Bunun üzerine Dulkadir Beyliği’nin işine müdahale eden Fatih, yanında bulunan Şehsuvar'ı Dulkadirli Beyi tayin ederek bir kuvvetle Elbistan'a gönderdi.    Bu durumu haber alan Memlûk Sultanı Hoş Kadem, Halep Valisi Berdi Bey'e, Sah Budak’ın yardımına gitmesini emretti.  

YENİLDİ: Şanbudak’ın Memluklar’dan istediği yardımcı kuvvet yetişmeden Şehsuvar  üzerine yürüdü. İki ordu (Şehsuvar ile Şahbudak’ın  kuvvetleri)   Zamantı (Zamantı:  15. Yüz yılda Elbistan’ın kuzeyinden Tuzhisar, Sarıoğlan ve Gemerek’e dek uzanan ve eskiden Maraş Livasına bağlı  bir yerleşim yeri idi.) Kalesi   önlerinde karşılaştı. Savaşta,  Şahbudak’ın  kuvvetleri   büyük bir yenilgiye uğratıldı.  Şah Budak, bu yenilgiden sonra   Nisan 1467 yılında Mısır’a kaçmak zorunda kaldı.
Şahbudak’ın bu ilk beyliği iki yıl kadar sürdü.

------------------
 
KAYNAK: 

Dulkadiroğulları  12. Bey'i
       (1515-1522)
konusundaki kaynaklardan yararlanılmıştır.

MELİK ASLAN 7. BEY

MELİK ASLAN - 7. DULKADİR BEYİ

  SALTANAT YTILLARI              (1454-1465)

Melik Arslan Bey, Dulkadiroğulları Beyliği'nin 1454-1465 yılları arasında hüküm süren beyidir. Süleyman Bey'in oğludur.


DÖNEMİ:  Süleyman Bey'in 1454 yılında ölümünden sonra yerine oğlu Melik Arslan Dulkadir hükümdarı oldu.
Onun zamanında Dulkadirliler ile Akkoyunlular arasında savaşlar oldu. Dulkadirlilerin elinde bulunan Harput (Elazığ) Uzun Hasan tarafından alındı ve Dulkadirlilerin başkenti Elbistan, Akkoyunlu ordusu tarafından tahrip edildi.

DIŞ BASKILAR:  Onun zamanında beylik üzerindeki dış baskılar daha da arttı ve Dulkadir Beyliği zayıflamaya başladı  Bu devirde Akkoyunlu Devleti Uzun Hasan'in hakimiyetinde çok güçlü bir durumda idi  Akkoyunlu Uzun Hasan, Dulkadir topraklarına saldırarak Harput'u ele geçirdi (1466)  Melik Arslan'in Yönetimi  sırasında kardeşi Sah Budak ona karsı ayaklandı  Sah Budak Kahire'ye giderek Memlûklu sultaninin da desteğini aldı

ÖLÜMÜ:  Memluk Devleti ile arası açılan Melik Arslan Bey, Memlûklu Sultanı Hos Kadem,  Osmanlılara taraftar olan Melik Arslan'dan kurtulmak için bir suikast hazırladı  Bu amaçla Kahire'den gönderilen bir fedai,  Melik Arslan’ı Elbistan'da bir camide namaz kılarken bıçaklayarak öldürdü (Ekim 1465)

ÖLÜMÜNDEN SORA: Melik Arslan'ın öldürülmesinden sonra kardeşi Şahbudak Bey Dulkadir Bey'i oldu. Ancak kardeşinin öldürülmesinde rolü olduğu gerekçesiyle halk tarafından kendisine itibar edilmedi. Bu arada Fatih'in desteğini sağlayan Şahsuvar Bey Dulkadir hükümdarlığını 1465'de ele geçirdi.

-------------------------------------------



Melik Arslan Bey, Dulkadiroğulları Beyliği'nin 1454-1465 yılları arasında hüküm süren beyidir. Süleyman Bey'in oğludur. 


DÖNEMİ:  Süleyman Bey'in 1454 yılında ölümünden sonra yerine oğlu Melik Arslan Dulkadir hükümdarı oldu.
Onun zamanında Dulkadirliler ile Akkoyunlular arasında savaşlar oldu. Dulkadirlilerin elinde bulunan Harput (Elazığ) Uzun Hasan tarafından alındı ve Dulkadirlilerin başkenti Elbistan, Akkoyunlu ordusu tarafından tahrip edildi.

DIŞ BASKILAR:  Onun zamanında beylik üzerindeki dış baskılar daha da arttı ve Dulkadir Beyliği zayıflamaya başladı  Bu devirde Akkoyunlu Devleti Uzun Hasan'in hakimiyetinde çok güçlü bir durumda idi  Akkoyunlu Uzun Hasan, Dulkadir topraklarına saldırarak Harput'u ele geçirdi (1466)  Melik Arslan'in Yönetimi  sırasında kardeşi Sah Budak ona karsı ayaklandı  Sah Budak Kahire'ye giderek Memlûklu sultaninin da desteğini aldı  

ÖLÜMÜ:  Memluk Devleti ile arası açılan Melik Arslan Bey, Memlûklu Sultanı Hos Kadem,  Osmanlılara taraftar olan Melik Arslan'dan kurtulmak için bir suikast hazırladı  Bu amaçla Kahire'den gönderilen bir fedai,  Melik Arslan’ı Elbistan'da bir camide namaz kılarken bıçaklayarak öldürdü (Ekim 1465) 

ÖLÜMÜNDEN SORA: Melik Arslan'ın öldürülmesinden sonra kardeşi Şahbudak Bey Dulkadir Bey'i oldu. Ancak kardeşinin öldürülmesinde rolü olduğu gerekçesiyle halk tarafından kendisine itibar edilmedi. Bu arada Fatih'in desteğini sağlayan Şahsuvar Bey Dulkadir hükümdarlığını 1465'de ele geçirdi.

-------------------------------------------



NÂSİREDDİN MEHMET - 5. DULKADİR BEYİ

NÂSİREDDİN MEHMET - 5. DULKADİR  BEYİ

EN UZUN DÖNEM

1399-1442

Nâsireddin Mehmet Bey Dönemi  Nâsireddin Mehmet Bey Dönemi, en uzun süren dönemdir. Yani   Dulkadirli’lerin  başında en uzun beylik yapan Nâsireddin Mehmet Bey’dir. 
Osmanlı Padişahı Yıldırım Bâyezid'in himayesi ile Dulkadirli beyi olan Mehmet Bey Memlûklu sultanlığı ile de iyi ilişkiler içerisinde bulunuyordu.
Mehmet Bey, Yıldırım Bâyezid'in taraftarı olarak, Sevli Bey'in tam aksine Timur'a düşmanca tavır takındı. Timur 1400 yılında Sivas'ı kuşattığı zaman Elbistan Türkmenleri Timur'un ordusuna baskınlar yapıyordu.  Türkmenlerin bu hareketleri Dulkadir ülkesinin Timur ordusu tarafından yağmalanmasına sebep oldu. Nitekim Timur, Sivas muhasarasından sonra Elbistan ve Dulkadirli topraklarını işgal ederek bütün memleketi yakıp yıktı. O, Malatya ve Behisni'yi de zapt etti. 1401'de Suriye'den dönüsünde bir kez daha DULKADİRLİ topraklarına giren Timur yağma ve tahriplerde bulundu.

OSMANLIYA DOST:  Mehmet Bey, Memlûklular ve Osmanlılarla dost geçinirken diğer komsuları Karamanoğulları ve Ramazanoğulları beylikleri ile daima mücadele etti. Memlûklu Sultanı Melik Müeyyed Şeyh, Karamanlıların elindeki Kayseri kalesini ele geçirdikten sonra burasını mükâfat olarak Nâsireddin Mehmet Bey'e verdi. Böylece Dulkadirliler ile komsuları arasında düşmanlık başlamış oldu. Karamanoğlu Mehmet Bey, Memlûklu ordusunun Suriye'ye dönüsünden sonra Ramazan-oğlu İbrahim Bey ile birleşerek Kayseri üzerine yürüdü. Ancak Dulkadiroğlu Mehmet Bey bu müttefik orduyu bozguna uğratarak Karamanoğlu Mehmet Bey'i esir aldı ve onu oğlu Davut’un muhafazasında Memlûklu sultanına gönderdi.
Dulkadiroğlu Mehmet Bey bir yandan Memlûklularla mücadele ederken, diğer yandan Karamanlılarla da Kayseri şehri yüzünden savaşıyordu. Kayseri'de vali olarak Mehmet Bey'in oğlu Süleyman Bey bulunuyordu.

YARDIM İSTEDİ:  1438 Yılında  Karamanoğlu İbrahim Bey Kayseri önlerine gelerek şehri ele geçirdi.  Bu durum üzerine Dulkadiroğlu Mehmet Bey Kayseri'yi yeniden ele geçirebilmek için oğlu Süleyman'ı Osmanlı Sultani II. Murat’ın yanına göndererek yardımını sağlamayı basardı. Kayseri'nin Karamanlılar tarafindan geri alınması Dulkadirliler kadar Osmanlılar'ın da menfaatine dokunmuştu. Osmanlılar Savaş halinde oldukları bir beyliğin genişleyip güçlenmesine seyirci kalamazlardı. Bu nedenle 1439 yılında  Osmanlı Sultani II. Murat, Kayseri üzerine yürüyerek burasını Karamanlıların elinden aldı ve şehrin idaresini tekrar Dulkadirli Nâsireddin Mehmet Bey'e verdi.
Dulkadiroğlu Mehmet Bey'in Osmanlılarla yakınlaşması Memlûklu Sultanı  Çakmak'ın bu Beyliğe karsı olan düşmanlığını daha da arttırdı.

ÖLÜMÜ:  Ancak, Dulkadirlilerin Osmanlılar ile daha fazla işbirliği yapmalarından çekinen Sultan Çakmak, bu düşmanlığını fazla devam ettirmedi. Nâsireddin Mehmet Bey de Memlûklulara sadakatini göstermek üzere Kahire'ye kadar giderek orada bir süre kaldı. Uzun yıllar Dulkadirli Beyliğinin başında kalan Nâsireddin Mehmet Bey, 1442 yılında 80 yaşında vefat etti.

----------------------------------------


KAYNAK: 
Dulkadiroğulları  12. Bey'i
       (1515-1522)
konusundaki kaynaklardan yararlanılmıştır.

29 Temmuz 2012 Pazar

SADAKA BEY- DULKADİR 4. BEYİ

SADAKA BEY- DULKADİR  4. BEYİ

             (13981399)                                                                                                       
Sülü  Bey'in yerine oğlu Sadaka Bey geçti. Ancak amcazadesi Mehmet buna karşı  çıktı.  Beyliğinin menşurunu (menşur: Sultanın emri, fermanı) almak üzere Kahire'ye giden Sadaka Bey, Elbistan'a dönüsünde amcası Halil Bey’in oğlu Mehmet ile mücadeleye girişti. İki taraf da büyük zayiatlar verdi. 
Bölgenin önemi dolayısıyla, Osmanlılar, Memluklar ve Akkoyunlu’lar, burada söz sahibi olmak için rekabet edip duruyorlardı.
Osmanlı padişahı Yıldırım Bayezid, bu iki beyin mücadelesini fırsat bilip, söz sahibi olmanın sırası geldiğine inanarak Elbistan’a yürüdü ve 2 Ağustos 1399’da gelerek, Sadaka Bey’i Elbistan’dan sürüp Nasreddin Mehmed Bey’i Dulkadirliler’in başına geçirdi
Yıldırım Bayezid'ın bu müdahalesi, Osmanlılar’la Memluklar’ın aralarının açılmasına başlangıç olmuştur. Bu tarihten itibaren bu iki güçlü devlet, aralarında tampon devlet olan güçlü Dulkadir Beyliği’ni birbirlerine karşı himaye etmek suretiyle, burada etkili olmaya çalışmışlardır.
Sadaka Bey’in bu beyliği bir yıl kadar sürmüştür.

---------------------------------------

dulkadirogulları 12. beyi konusundaki
KAYNAKLARDAN yaralanılmıştır

28 Temmuz 2012 Cumartesi

ŞABAN SÜLÜ - 3. DULKADİR BEYİ

ŞABAN SÜLÜ  - 3. DULKADİR  BEYİ

             (1386-1398)
 
Halil Bey’in 1386 yılında  bir suikast sonucu öldürülmesini sonucu yerine küçük kardeşi Sülü Bey geçti.
İlk zamanlarda Memlük tarafında olmasına rağmen daha sonra onlarla savaştı..
 
Sülü Bey Hep Üstün 
Sülü Bey, Memlûklara karşı, başarılı akınlarda bulundu.
Keza,  Dulkadirlilerin toparlanmasını  istemeyen Sultan Berkuk, Sülü Bey'in başa geçtiğini haber alır almaz Hama'daki kuvvetlerine Sülü Bey üzerine yürümelerini emretti. Sülü Bey Maraş üzerinden Elbistan'a gelen bu kuvvetler ile Göksun yaylasında karsılaştı. Yapılan çarpışmada Memlûk kuvvetleri yenildiler. Bu savaşta Hama ve Besni Valileri de öldürüldü.

KİŞİLİĞİ:   Secaat ve söhret sahibi bir kimse olan Sülü Bey, ayni zamanda adil ve cömert idi. 

Sülü Bey ile başa çokamayan  Sultan Berkuk,  Sülü Bey'in karşısına rakip olarak çıkarılmak üzere Kahire'de tutuklu bulunan kardeşleri İbrahim ve Osman Beyler serbest bırakıldı. 

KARDEŞLER: Bu kardeşlerden Osman,  Sülü  Bey'e itaat etti. İbrahim ise bir süre mücadele etti ise de başarılı  olamadı. Bunun üzerine Sultan Berkuk, Sülü  Bey'in karşısına bu kez Halil Bey'in katili Yağmur-oğlu İbrahim’i çıkardı. Ancak İbrahim de Maraş önlerinde yapılan savaşta Dulkadirlilere  yenildi (1387).
Sultan Berkuk, onun emîrliğini tasdik etmek zorunda kaldı.

ÖLÜMÜ:
  Sultan Berkuk,  onu (Sülü  Bey'i) yok etmeye karar verdi. Bu nedenle  Memlûk kuvvetleri, 1396 martında, Sülü’yü ağır bir bozguna uğrattılar. Bununla da yetinmeyen Berkuk, bir suikast ile onu da öldürttü.

Sülü Beyin ölümü ile,  Halil Beyin oğlu Nâsıreddin Mehmed Bey, beyliğin başına geçti.

SARAYA VERDİĞİMİZ,
1. GELİN
:
Yıldırım  Beyazıt,  Sülü Bey'in, küçük  kızı Devlet Hatun ile  evlenmiştir.

SARAYA VERDİĞİMİZ,
2. GELİN:
Akrabalık bağlarını kuvvetlendirmenin gerekli olduğunu düşünerek Osmanlıyla samimi ilişkiler kurdu.  Çelebi Mehmet’e  kızını vererek dünür oldu.

-----------------------------------------------------


*AÇIKLAMA: 1386-1398 yılları arasında hüküm süren Sülü Bey’in ismi bazı araştırmacılar tarafından yanlış olarak 'Sevli' diye telaffuz edilse de doğrusu 'Sülü' şeklindedir. Nitekim bu konuda Sicill-i Osmani adlı eserdeki kayıt ve özellikle de K. Maraş yörelerinde Sülü'  ismi  hem isim,  hem de  soy isim olarak  kullanılmaktadır. 

--------------------------


KAYNAK: 
Dulkadiroğulları  12. Bey'i
       (1515-1522)
konusundaki kaynaklardan yararlanılmıştır.

GARSEDDİN HALİL 2. Bey




CESUR:        Halil Bey, fevkalâde cesur  ve     kahraman bir beydi.

BEYLİĞİ:1353-1386  Yılları  arasında hüküm         sürdü.
               Beyliğin kurucusu Zeyneddin Karaca Ahmet  Bey, Hasan Dulkadir Beyin oğlu ve Halil Bey Türkmen'in torunudur.
Karaca Beyden sonra oğlu Halil Bey, Memlûklar tarafından Elbistan Valiliğine tayin edildi. Halil Bey, derhal hudutlarını genişletmeye girişti ve Maraş, Malatya, Harput ve Amik taraflarını ele geçirdi. Halil Bey'İn,  atandığında Memluk Devletine itaat şartı    vardı.  
Memlûk Sultanı Berkuk,  devamlı üzerine akın yapan Halil Bey’i ortadan kaldırabilmek için faaliyete geçti. 


ÖLÜMÜ: Nihayet, 1386 yılında Memluklar tarafından  verilen emirle suikast sonucu hayatını  kaybetti.
Kahire'de seksen üç yaşlarında öldürülmüştür. Orhan Gazi ile çağdaştır.
Yerine oğulları Garseddin Halil ve Şaban Süli Beyler geçmiştir. Halil Bey, doksan altı yaşlarında öldürülmüştür.

SEVİLİRDİ: Son derece cömert olması sebebiyle, halk tarafından çok sevilir ve sayılırdı. Onun ölümü ile, yerine küçük kardeşi Süli Bey geçti.

-----------------

Kaynaklar
Dulkadiroğulları 12. Beyi konusundaki kaynaklardan yararlanılmıştır

ZEYNEDDİN AHMET KARACA 1. BEY

ZEYNEDDİN AHMET KARACA 1. DLKADİR BEYİ
  SALTANAT YILLARI

        1337-1353

        Dulkadiroğlu Beyliğinin kurucusu Zeyneddin Ahmet Karaca Bey,    Eratna (değişik metinlerde:  Eretna, Ertana,  Ertene veya  Aratna şeklinde geçer – akn -)  Bey'in elinden Elbistan'ı zabtetti  ve Memlûk saltanı Melik el-Nâsır Muhammed'den nâiblik menşuru alarak Dulkadirli Beyliği'ni kurdu.
Darende'nin fethinden sonra Karaca Bey'in Emir Eratna ile arası açıldı.  Eratna Bey, kalabalık bir ordu ile Dulkadirlilerin arazisine saldırdı. Zeyneddin Karaca Bey topraklarına saldıran Eratna ordusunu bozguna uğratarak bölgeden uzaklaştırdı.  


beylik kuruluyor: Dulkadiroğlu Zeyneddin Ahmet Karaca Bey,  Beyliğini  1337 yılında kurdu. 

1339 Yılında   Eratna Bey ile yapılan savaşta,  Karaca Bey, hem rakibinin oğlunu esir aldı,  hem de zengin ganimet ele geçirdi.  Bu savaştan bir süre sonra Sultan Nasır'ın aracılığı ile iki taraf arasında bir barış yapıldı.

Karaca Bey, zaman zaman Memlûk sultanlarına itaat etti ise de, bazen onlara cephe alarak Halep taraflarında  bir çok yer zapt ederek  Haleb şehrini tehdit etti. Bu arada Çukurova’daki  

ermenilere darbe: Sis (şimdiki Kozan )'te  Ermenilerine, ağır darbeler indirdi.  1346 Yılında  da Gabon Kalesini ele geçirdi. Bu başarılarına güvenen Karaca Bey unvanıyla, 1348  Yılında,  hükümdarlığını ilan etti.  

ölümü:  Memlûk Devleti'ne isyan eden Halep Valisi Bayboğa yı, Sultan'a teslim etmemesi üzerine, yakalanarak,  1353’te Kahire de,  83 yaşındayken Memluk Sultanının emri ile asıldı.
Orhan Gâzi ile çağdaştır.




Kaynak


Dulkadiroğulları 12. beyi konusundaki kaynaklardan  yararlanılmıştır

DULKADİROĞULLARI BEYLİĞİ


DULKADİROĞULLARI BEYLİĞİ 
ömrü:   185  Sene. Güçlü ve uzun ömürlü bir beyliktir.

Dulkadiroğluları, Oğuzların Bozuk kolundandır.

kızlarımız:  Dulkadiroğluları Osmanlı’larla işbirliği yapmış, Osmanlı sarayı ile akrabalık kurmuşlar, saraya 5 gelin göndermişlerdir.
 
14. Asırdan 16. Asrın ilk yarılarına kadar Anadolu tarihinde mühim rol oynayan, Oğuzlar'ın Bozok koluna bağlı, bir Türkmen hânedânı,  Anadolu'ya, Hasan Dulkadir adlı bir beyin idaresinde gelen ve Dulkadirli Beyliğinin çekirdeğini meydana getiren bu ilk grubun, Maraş ve Elbistan arasındaki yaylalık bölgeye yerleştikleri ve daha sonra geniş bir alana yayıldıkları anlaşılmaktadır.


beyliğin kurucusu:
Zeyneddin Karaca Bey, Eretna Bey'in elinden Elbistan’ı aldıktan sonra Memlûk Sultanı Melik Nâsır Muhammed’den naiplik menşurunu (Beylerbeyliği veya başka bir unvanı gösteren bir ferman türü, emirlik, beylik) almaya muvaffak oldu.
Karaca Bey, zaman zaman Memlûk Sultanlarına itaat etti ise de, bazen onlara cephe alarak Halep şehrini tehdit etti. Bu arada Çukurova’daki Sis (şimdiki Kozan ) Ermenilerine, ağır darbeler indirdi. 1346'da Gabon Kalesini ele geçirdi. Bu başarılarına güvenen Karaca Bey, Melik ü Zzâhir unvanıyla, 1348  yılında, hükümdarlığını ilan etti. Ancak,  Memlûk Devleti'ne isyan eden Halep Valisi Bayboğa'yı, Sultan'a teslim etmemesi üzerine, yakalanarak, 1353'te Kahire de, 83 yaşındayken Memluk Sultanının emri ile asıldı

Zeyneddin Karaca, Orhan Gâzi ile çağdaştır.

başkenti:    Beyliğin başkenti Elbistan idi.  Maraş, Kayseri, Elazığ, Antep, Malatya, Adıyaman vilayetlerinde hüküm sürdüler. Ali Bey’in kalleşçe öldürülmesinden sonra 1522 yılında Osmanlı topraklarına katıldı.

eserleri:
Dulkadıroğulları, birçok şehirlerde imar faaliyetlerinde bulunmuşlardı. Bugün halen onlardan kalmış olan; 
Elbistan Ulu Camii, Maraş Ulu Camii, Maraş Hâtûniye Camii, İklime Hatun Mescidi, Taş Medrese gibi eserler vardır.

*
dulkadiroğlu beyleri

  1.     Zeyneddin Karaca Bey (1337-1353)
  2.    Garseddin Halil Bey (1353-1386)
  3.    Şaban Süli Bey (Sevli Bey) 1386-1398)
  4.    Sadaka Bey (1398-1399)
  5.    Nasireddin Mehmed Bey (1399-1442)
  6.    Dulkadiroğlu Süleyman Bey (1442-1454)
  7.    Melik Arslan Bey (1454-1465)
  8.    Şah Budak Bey (1465-1467)
  9.    Şehsuvar Bey(1467-1472)
10.    Şah Budak Bey (İkinci kez) (1472-1480)
11.    Alaüddevle Bozkurt Bey (1480-1515) 
12.    Dulkadiroğlu Ali Bey, (1515-1522).

Dulkadiroğlu beyleri, 1337 - 1522 yılları arasında Osmanlı beylerbeyi olarak hüküm sürdüler.

 -----------------------------


Kaynaklar
1. Mehmet Akif Terzi- Başbakanlık Uzmanı
2. Doc. Dr. İlyas Gökhan- Başlangıçtan Kurtuluş Harbine Kadar Maraş Tarihi.
3. Bekir Sıtkı Beyazıt- Kahramanmaraş'ta Bayazıtoğulları.
4. Prof. Dr. Ahmet Eyicil - Yakın Çağda Kahramanmaraş.